Yeni
Ana Sayfa » Hukukbook » İlahi Hikmetin İnsan Hakları Öğretisi / Haluk İnanıcı

İlahi Hikmetin İnsan Hakları Öğretisi / Haluk İnanıcı

HÜSEYİN HATEMİ / İlahi Hikmetin İnsan Hakları Öğretisi

Haluk İnanıcı tarafından açıklayıcı bir not olarak 22.01.2024 tarihinde kaleme alınmıştır. 

Hüseyin Hatemi’nin temel tezi, bugün insan hakları ve hukuku diye anılan şeyin İlahi Hikmetten (İslam) doğduğu varsayımıdır. Gerek “İnsan Hakları Öğretisi” gerekse “Hukuk Devleti Öğretisi” isimli kitaplarında işlediği bu teze göre; “İnsan Hakları, Yaratıcı’nın hiçbir istisna söz konusu olmaksızın ve tam bir eşitlikle insanlık ailesinin her bireyine tanıdığı insanlık onuruna (değerine) bağlı olan haklardır. İnsanlık onurunda din, dil, cins, renk, ırk ve millet farkı gözetilmediği gibi, insanlık onuruna sıkıca bağlı olan ve yararlanılabilmesi için ‘insan” bireyi olmaktan başka şart aranmayan dar ve gerçek anlamda insan haklarında hiç bir farklılık ve ayrıcalık söz konusu olamaz.”

Ona göre, Kant, Marx, Sartre gibi Batılı düşünürler; Herakletios, Pisagor, Platon gibi İlahi Hikmetten yararlanan filozofların gerisine düşmüştür. Aslında tarih boyunca insan haklarından kısımlar içeren belgelerin hepsi bu meyanda Batı’da siyasi ve hukuki metinlerde boy gösteren insan hakları, tabii hukuk veya benzer isimlerle ilahi öğretiden beslenirii. Fransız İhtilali ile insan haklarının İlahi Hikmet ile ilişkisi kesildiyse de II.Dünya Savaşı’ndan sonra “İnsan Hakları Genel Bildirisi” (1948) ile bu ilişki yeniden kurulmuştur.(iii.)”

Değişmez Değerler ve Adalet Devleti

Hüseyin Hatemi’ye göre İlahi Hikmetten (değerlerden) kaynaklanan ilkeler değişmeziv. “Adalet de insanlar arasındaki ilişkilere uygulanması gereken ilk ölçüt ve adalete uyma gereği Allah’dan insanlara bu ilişkiler düzeyinde verilen ilk buyruktur.. Hukuk devletinin temel kavramı da adalettir”. Şu halde “Yaratıcı’dan ‘adalet’ emrini alan kimse, herkese hakkını ve istihkakını verirken herkesin ne gibi ‘hak’ka sahip olduğunu Yaratıcı’ya sormalıdırv.” Hukuk devleti terimi yerine “Adalet Devleti” terimini kullanmak daha doğrudur.

Marksist materyalizme gelince bu öğretinin elinde değişmez değerler dizisi yoktur. Materyalizme göre adalet kavramı görelidirvi. Bireyi değil sınıfı esas alması bu sonuca yol açarvii. Bu nedenle Adalet devletinden söz edemezviii. İlahi Hikmetten uzaklaşma insan haklarından uzaklaşmadır, bir anlamda bozulmadır. İlahi Hikmetten kaynaklanan değerler dizisinin değeri ve öneminin bilincine varılmamışsa, kavram, terim ve değerler kargaşasına sürüklenmiş ise.. çıkar grupları ortalığa hakim olur(ix).

Hatemi Eleştirisi

Hatemi’nin neredeyse tüm Batı düşünürlerini küçümsemesi, içinde İlahi Hikmet kırıntıları olanları, bir anlamda monist düşünürleri makbul görmesi Batı düşünce tarihinin gelişimini tam olarak idrak edememesinden kaynaklanıyor. Örneğin bu yaklaşım içinde bilmin neden İlahi Hikmetin egemen olduğu Doğu’da değil de Batı’da geliştiğini açıklamak mümkün değildir. Özellikle Marks’ı küçümsemesi Marksist tarihi gelişim teorisini anlamamasından kaynaklanmaktadır. Hatta İlahi Hikmetten bahsettiğini sandığını (logos) Herakletios’un değişim kavramını, diyalektik düşüncenin bu ilk biçiminin önemini de ihmal ediyor görünmektedir. Herakletios aynı zamanda Hatemi’nin bozulma dediği değişimin ilkelerini bulmaya çalışan ilk düşünürler arasındadır. Bu anlamıyla Marks Herakletios’un ardılıdır.

Marks’ın Hatemi’nin İlahi Hikmetten uzaklaşma “bozulma” dediği şeye toplumsal değişim diyerek; bu değişimin maddi yasalarını bulmaya çalışmış bir düşünürdür öncelikle. Bir diğer deyişle Hatemi’nin birkaç cümle ile İlahi Hikmetten uzaklaşılırsa ortalığı çıkar gurupları ele geçirir diye bahsettiği konuyla; onun çıkar grupları dediğine sınıf diyerek sınıfların üretim tarzından tarzına değişiklik göstermesiyle, yani insanlığın gelişiminin toplumsal yasalarıyla uğraşmıştır. Toplumsal değer değişimlerinin üretim tarzlarındaki devrimlere bağlı olduğunu ispat etmiştir. Hatemi’nin bir düşünce serdetmediği bu konuda onlarca kitap, makale yazmanın ötesinde; bilimsel ve eylemsel bir devrimin kurucusudur. Kendisini yüzlerce düşünür, milyonlarca insan takip etmiştir. Bugün eserleri üniversitelerde ders kaynakları arasında gösterilmektedir.

Hatemi için insanlığın “bozulma” halinden kurtulmasının tek çaresi İlahi Hikmete inanmasıdır. Arada adaletsizliğe karşı durmaktan bahsetse de bu karşı duruşun nasıl olacağı konusunda bir düşünce modeli bulunmamaktadır. Bozulma karşısında insanların İlahi Hikmet bilincinin nasıl yükseleceğine ilişkin de bir önerisi yoktur. Bir anlamda onun teorisi “kadere razı” olma teorisidir. Oysa Marks önce bir inceleme yöntemi, soyutlama tarzı sonra da insanın değişiminin insan ilişkilerinin değişimine onun da maddi yasalara, sınıf mücadelesine tabi olduğunu ortaya koyar. Ardından insana değil, insan ilişkilerine, örgütlü mücadeleye dayanan bir eylem teorisi (praksis) koyar ortaya. İnsanların da ancak bu mücadele ilişkisi içinde bilinçleneceğini belirtir.

Hatemi’nin Önemi

Hatemi’nin geliştirmeye çalıştığı İlahi Hikmete dayalı İnsan Hakları ve Adalet Devleti öğretisi eleştirdiği Batı düşüncesine karşı çok zayıfsa da, İlahi Hikmet-İnsan Hakları ilişkisini kurması; İlahi Hikmeti, uygulamadaki modern dünya ile bağdaşmayan dini pratiklerden ayıklama çabası; tüm insan haklarının İlahi Hikmetten doğduğu iddiası; doğru olmamakla birlikte küçümsenmemesi gerekli bir çabadır. Çünkü farklı düşünce-inanç referansları olan insanları-toplumsal kesimleri insan haklarına dayanan hukuk temelinde bir araya getirme, uzlaşma imkanı içermektedir. Tabii, bu imkan İlahi Hikmetin insan haklarının geldiği seviyede, “Yaratıcı’ya sorma” ilkesi çerçevesinde insan haklarını budama çabasına da dönebilir. Ama tüm bunlar denenmeden bilinemez. Bu nedenle makalemizde Hatemi düşüncesine bir imkan olarak değindik.

i. Hatemi, İnsan Hakları Öğretisi, s.196, İşaret Yayınları, 1988.
ii. Hatemi, “ins..”, s.187; 196.
iii. Hatemi, “ins..”, s.212,216.
iv. Hatemi, Hukuk Devleti Öğretisi, s.9, İşaret Yayınları, 1989.
v. Hatemi, “Huk…”, s.9.
vi. Hatemi, “Huk..”, s.65.
vii. Hatemi, “Huk..”, s.116.
viii. Hatemi, “Huk..”, s.34.
ix. Hatemi, “Huk..”, s.106.

Kaynak Linki : https://hukukbook.com/turkiyede-hukuk-ve-yarginin-demokratiklesmesinde-muhafazakar-cogunlugun-rolu/

Bunu okudunuz mu?

Aydın Sefa Akay Kararı – AİHM

Aydın Sefa Akay Kararı    AVRUPA İNSAN HAKLARI MAHKEMESİ İKİNCİ BÖLÜM AYDIN SEFA AKAY/TÜRKİYE (Başvuru …