Avukatlık Mesleğinin, Baroların Doğuşu / Haluk İnanıcı
Makale, Toplum ve Bilim Dergisi, 171. Sayıda yayımlanmıştır.
Avukatlık mesleğinin doğuşuyla ilgili olarak iki görüş ortaya çıkmaktadır. İlki avukatlığın Antik Atina’da logograf kimliğiyle doğduğu, Antik Roma’da advocatus kimliğine büründüğünü tarihi süreç içinde Orta Çağ ve Modern dönemde gelişmesini tamamlayarak bugüne ulaştığını ileri sürmektedir. İkinci görüş ise bu süreklilik tezini kabul etmeyerek avukatlık mesleğinin Orta Çağ’da kentlerin ve uzak mesafe ticaretinin gelişmesine paralel olarak lonca bünyesinde doğduğunu; farklı bir hukuka ve yargı sistemine ihtiyaç duyan burjuva sınıfının gelişimiyle nitelik değiştirerek bu kez serbest bir meslek olarak modern kimliğine kavuştuğunu; devlet (lonca) avukatlığından bağımsız avukatlığa dönüştüğünü, devletle arasına hukuk ara halkasının girdiğini ileri sürmektedir. Bu ikinci görüşü benimseyen yazımız avukatlık mesleğini hayat bulduğu toplumsal değişimlere paralel olarak incelemekte, antik dönemde bir avukatlık mesleğinden bahsedilemeyeceği görüşünü temellendirmeye çalışmaktadır.
Antik Dönem
Antik Atina’da Logografların Doğuşu
Bazı terimler antik çağdaki savunma pratiklerinden kaynaklansa bile, Orta Çağ’da ortaya çıkan avukatlığın bir meslek olarak icrasının; Antik Yunan ve Roma’daki avukatlık mesleğiyle doğrudan bağlantısı olmadığı düşünülür. “Öncelikle, baro tarihini Greklere, Romalılara ve Merovenjlere bağlayan efsaneye son vermemiz gerekir” (Hamelin ve Damien, 1989:25). Bu açıklama; Antik Çağ’da ticaret ve mülkiyet ilişkilerinin karmaşıklaştığı dönemlerde sözleşme akdi, vasiyet, bağış, miras gibi konularda ortaya çıkan hukuk uzmanları gerçeğiyle veya bir vatandaşın suçlandığında savunma hazırlamak için yardımcıya ihtiyaç duyması gerçeğiyle çelişmez. Aksi görüş ise antik dönemde doğan avukatlığın kesintisiz gelişerek Orta Çağ’da yeniden parladığını, Modern Çağ’da da bugünkü anlamına kavuştuğunu ileri sürer.
Antik Yunan’da vatandaş suçlanması halinde halk mahkemesi önünde savunmasını kendi yapardı. Bu savunma esnasında söylevi için yardım aldığı akraba veya dostlarını veya daha sonra ortaya çıkan savunma yazıcılarını veya logografları avukat olarak nitelemek mümkün değildir (Gagliardi, 2022: 316). Logograflar mahkemede söylenecek savunmayı bir söylev haline getirirdi (Hamelin ve Damien, 1989: 25; Erem 1977:1)
MAKALENİN DEVAMINI OKUMAK İÇİN : www.hukukpolitik.com.tr
.
