Hakimin Evrensel Şartı, Hâkimler Uluslararası Derneği Merkez Kurulu tarafından 17 Kasım 1999’da, Tayvan’da kabul edilmiştir. (1999 Basısına bağlantı] Şart, Santiago de Chile’de 14 Kasım 2017 tarihinde güncellenmiştir. [Yeni Evrensel Şartın orijinal metni- The Universal Charter of the Judge]
Metnin Türkçe’ye tercümesini, Dr. Fehmi Kerem Bilgin ve Stj. Avukat Furkan Alim Göller, Hukuk Ansiklopedisi için yapmıştır.
Şart’ın Hazırlıkları ve Kabulü
Hâkimler Uluslararası Derneğinin hazırlıkları 1993-1995 yıllarına dayanmaktadır. Dernek ilk olarak Avrupa, Amerika ve Afrika yargıçlar sözleşmelerini kabul etmiştir. Hakimlerin statüsüne dair, Avrupa Yargıçlar Grubu, Latin Amerika dahil Amerikan Grubu) ve Afrika yargıçlar Grubu tarafından hazırlanan çeşitli bölgesel tüzükler Şart’ın hazırlanmasında öncü olmuştur. Bu metinlerle birlikte, uluslararası alanda yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını koruma amacı güden bir dizi standart kabul görmüştür. Nihayet 1999 yılında IAJ Merkez Konseyi, Tayvan’da toplanarak evrensel bir yargıçlar tüzüğünü kabul etmiştir. Bu standartlar dünyadaki diğer kuruluşlar tarafından da benimsenmektedir. Birleşmiş Milletler ‘in 1966’dan itibaren hazırladığı metinler, Avrupa Konseyi Tavsiye Kararları ve Avrupa Yargıçlar Şartı(1998), Yargı etiğine ilişkin Bangalore ilkeleri, Venedik Komisyonu raporları, Şart’ın hazırlanmasında referans alınmıştır.
Şart’ın güncelleme çalışmaları 2014 yılında başlamıştır. 1999 versiyonunda olduğu gibi 2017 revizyonunda da uluslararası diğer metinler yol gösterici olmuştur. Yargı bağımsızlığının gerçekleşebilmesi için gerekli koşulları, sosyal medyanın etkisi ve adalete erişim gibi konular güncellenen metinde yer almaktadır.
Uluslararası Yargıçlar Derneği Hakkında
IAJ, yargıçların en eski ve en prestijli uluslararası örgütüdür. Uluslararası Yargıçlar Derneği, Uluslararası Hakimler Birliği ya da Hâkimler Uluslararası Derneği olarak bilinmektedir. Ulusal yargıç birliklerinin profesyonel, politik olmayan, uluslararası kurumudur. 1953 yılında Salzburg’da kurulmuştur ve merkezi Roma’dadır. IAJ, Hukukun Üstünlüğünü ve Yargının Bağımsızlığını hedeflemektedir. Yaklaşık 90 ülkeden ulusal dernekler veya temsilci gruplarından oluşmaktadır. 2016 yılında KHK ile kapatılan YARSAV, İAJ’nin Türkiye’den birliğe üye olan tek kuruluştur. İnsan haklarının bir garantisi olarak yargı bağımsızlığına odaklanmıştır. Bu kapsamda Avrupa Konseyi, Uluslararası Çalışma Örgütü ve ECOSOC’ta danışmanlık statüsüne sahiptir. Dernek ayrıca anayasa hukuku, medeni hukuk, ceza hukuku ve iş hukuku üzerine dört çalışma komisyonuyla yargı eğitimiyle de çalışmaktadır. Uluslararası Yargıçlar Derneği, yargıçlar yerine ulusal yargıç birliklerini bir araya getirerek kurumsal ve evrensel çalışma sergilemektedir.
Mütercim Furkan Alim Göller Hakkında:: Av. Furkan Alim Göller, Bahçeşehir Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden 2023 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Erasmus programı kapsamında iki ay İspanya’da bulundu. Tekirdağ Barosunda avukatlık stajını tamamlayarak 14 Şubat 2025’te ruhsatını aldı ve serbest avukat olarak çalışmaya başladı. Öğrencilik yıllarından itibaren baro ve sivil toplum faaliyetlerine aktif olarak katıldı. Arkadaşlarıyla beraber güncel konularda hukuki içerikler ürettikleri Lawyered isimli platformda yayın koordinatörü olarak çalıştı. 2022 yılında İstanbul Barosu HFSK’nın aktif bir üyesi oldu. Barolar arası kurgusal dava yarışmasında Tekirdağ Barosu’nu temsil etti. Çevre, insan hakları ve hukuk felsefesi alanlarında çalışmalarını sürdürmekte, Tekirdağ Barosu’na bağlı serbest avukat olarak çalışmaktadır.

Hakimin Evrensel Şartı – 2017
MADDE 1 – GENEL İLKELER
Yargı, hukuk devletinin güvencesi olarak, herhangi bir demokratik devletin üç erkinden biridir.
Hâkimler tüm çalışmalarında herkesin âdil yargılanma hakkını temin edeceklerdir. Medenî haklarının ve yükümlülüklerinin veya aleyhlerine herhangi bir cezaî suçlamanın tespitinde, bireylerin davalarının kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından âdil ve alenî sûrette mâkul bir süre içinde görülmesi hakkını destekleyeceklerdir.
Hâkimin bağımsızlığı kanun çerçevesinde tarafsız yargı için zarûrîdir. Bölünemezdir. Hâkimlerin kişisel menfaati için verilmiş bir ayrıcalık veya imtiyaz olmayıp hukuk devleti ve tarafsız bir yargı talep eden ve bekleyen herkesin menfaati için sağlanmıştır.
Ulusal veya uluslararası tüm kurum ve makamlar bu bağımsızlığa riâyet etmeli, onu korumalı ve savunmalıdır.
MADDE 2 – DIŞ BAĞIMSIZLIK
Madde 2-1 – Bağımsızlığın en yüksek düzeyde bir hukukî metinde güvence altına alınması
Yargı bağımsızlığı Anayasada veya mümkün olan en yüksek hukukî düzeyde güvence altına alınmalıdır.
Yargısal statü diğer devlet erklerinden hakîkî ve etkili sûrette bağımsız yargısal görevi oluşturan ve koruyan bir kanunla güvence altına alınmalıdır.
Hâkim, yargısal görevin sâhibi olarak, yargısal yetkileri toplumsal, iktisâdî ve siyâsî baskılardan âzâde ve diğer hâkimlerden ve yargı idâresinden bağımsız sûrette kullanabilmelidir.
Madde 2-2 – Görev temînatı
Hâkimler, bir kez atandıktan veya seçildikten sonra, zorunlu emeklilik yaşına veya görevleri sona erene kadar kadroya sâhiptirler.
Hâkim süre sınırlaması olmaksızın atanmalıdır. Hukuk sistemi sınırlı bir süre için atama öngördüğü takdirde, atama koşulları yargı bağımsızlığının tehlikeye atılmamasını sağlamalıdır.
Hiçbir hâkim rızâsı olmaksızın başka bir göreve atanamaz veya terfi ettirilemez.
Bir hâkim, kanunda öngörülmedikçe ve savunma haklarına ve çelişki ilkesine riâyet eden disiplin usûlleri sonucunda olmadıkça, nakledilemez, açığa alınamaz veya görevden alınamaz.
Yargısal zorunlu emeklilik yaşına ilişkin herhangi bir değişikliğin geçmişe etkisi olmamalıdır.
Madde 2-3 – Yargı Kurulu
Yargı bağımsızlığını korumak amacıyla, bu bağımsızlığın geleneksel olarak başka vâsıtalarla temin edildiği ülkeler hâricinde, bir Yargı Kurulu veya eşdeğer başka bir organ kurulmalıdır.
Yargı Kurulu diğer devlet erklerinden tamâmen bağımsız olmalıdır.
En geniş temsili sağlayacak usûllere göre meslektaşları tarafından seçilen hâkimlerin çoğunluğundan oluşmalıdır.
Yargı Kurulu sivil toplumun çeşitliliğini temsil etmek amacıyla hâkim olmayan üyelere sâhip olabilir. Herhangi bir şüpheye mahal vermemek amacıyla, bu üyeler siyâsetçi olamazlar. Dürüstlük, bağımsızlık, tarafsızlık ve beceriler bakımından hâkimlerle aynı niteliklere sâhip olmalıdırlar. Hükûmetin veya Parlamentonun hiçbir üyesi aynı zamanda Yargı Kurulunun üyesi olamaz.
Yargı Kurulu hâkimlerin işe alımı, eğitimi, atanması, terfii ve disiplini sâhalarında en geniş yetkilerle donatılmalıdır.
Yargısal statü ve etikle ilgili muhtemel tüm meseleler hakkında, kezâ Yargının yıllık bütçesini ve mahkemelere kaynakların tahsisini ilgilendiren tüm konular hakkında, yargı kurumlarının organizasyonu, işleyişi ve kamusal imajı hakkında diğer devlet erkleri tarafından Kurula danışılabileceği öngörülmelidir.
Madde 2-4 – Yargının kaynakları
Devletin diğer erkleri yargıya işlevini îfâ edebilmesi için kendisini münâsip sûrette donatmasına gerekli vâsıtaları sağlamalıdırlar.
Yargı, Yargının bütçesi ve mahkemelere tahsis edilen maddî ve insânî kaynaklarla ilgili olarak alınan kararlara katılma veya bu kararlar hakkında dinlenilme imkânına sâhip olmalıdır.
Madde 2-5 – Hâkimin korunması ve hükümlere saygı
Hâkim görevlerini îfâ ederken kendisine karşı yöneltilebilecek her türlü tehdit ve saldırıya karşı kanunî korumadan yararlanmalıdır.
Hâkimin ve ailesinin fizikî güvenliği devlet tarafından sağlanmalıdır. Yargısal tartışmaların sükûnetinin sağlanması amacıyla devlet tarafından mahkemelere yönelik koruyucu tedbirler uygulamaya konulmalıdır.
Hükümlere karşı yargının bağımsızlığına halel getirebilecek veya kamunun yargı kurumuna güvenini tehlikeye düşürebilecek her türlü eleştiriden kaçınılmalıdır. Böyle iddialar olduğu takdirde, davaların açılabilmesi ve ilgili hâkimlerin gereği gibi korunabilmesi için münâsip mekanizmalar tesis edilmelidir.
MADDE 3 – İÇ BAĞIMSIZLIK
Madde 3-1 – Hâkimin kanuna tâbiliği
Hâkim yargısal görevlerinin îfâsında yalnızca kanuna tâbidir ve yalnızca kanunu dikkate almalıdır.
Aşağıda öngörüldüğü sûrette kararların yeniden incelenmesi (bknz Madde 3.2) hâriç olmak üzere, hâkimlerin yargısal karar verme faâliyetlerinde mahkeme başkanlarına veya üst mercilere astlığı anlamında yargının hiyerarşik örgütlenmesi yargı bağımsızlığı ilkesinin ihlâli olacaktır.
Madde 3-2 – Kişisel özerklik
Herhangi bir makamdan doğrudan veya dolaylı hiçbir nüfuz, baskı, tehdit veya müdâhale kabul edilemez.
Hâkimlere herhangi bir türden emir veya tâlîmat verilmesi yasağı, önceki mercilerin kararlarını kanunen tesis edilmiş usûllere uygun sûrette bozduklarında yüksek mahkemelere uygulanmaz.
Madde 3-3 – Mahkeme idâresi
Yargısal görevlerin îfâsını etkileyen herhangi bir karardan önce yargı temsilcilerine danışılmalıdır.
Yargı bağımsızlığını etkileyebilecek olması îtibâriyle, mahkeme idâresi öncelikle hâkimlere tevdi edilmelidir.
Hâkimler eylemlerinden sorumludur ve yargının işleyişi hakkında her türlü faydalı bilgiyi vatandaşlar arasında yaymalıdırlar.
Madde 3-4 – Davaların tevzi tarzı
Davaların tevzii önceden belirlenmiş ve hâkimlere iletilmiş nesnel kurallara dayanmalıdır. Tevziye dâir herhangi bir karar şeffaf ve doğrulanabilir bir sûrette alınmalıdır.
Bir dava geçerli sebepler olmaksızın belirli bir hâkimden alınmamalıdır. Böyle sebeplerin değerlendirilmesi kanunla önceden belirlenmiş nesnel kıstaslar temelinde ve şeffaf bir usûl izlenerek yargı bünyesindeki bir makam tarafından yapılmalıdır.
Madde 3-5 – İfâde özgürlüğü ve dernek kurma hakkı
Hâkimler diğer tüm vatandaşlar gibi ifâde özgürlüğünden yararlanırlar. Ancak bu hakkı kullanırken ihtiraz göstermeli ve her zaman görevlerinin haysiyetini, yargının tarafsızlığını ve bağımsızlığını koruyacak sûrette davranmalıdırlar.
Hâkimin meslekî bir derneğe üye olma hakkı bilhassa etik veya diğer statü kurallarının uygulanması ve yargının vâsıtaları hakkında hâkimlere danışılabilmesine imkân vermek amacıyla ve hâkimlerin meşrû menfaatlerini ve bağımsızlıklarını savunmalarına imkân vermek amacıyla tanınmalıdır.
MADDE 4 – İŞE ALIM VE EĞİTİM
Madde 4-1 – İşe alım
Hâkimlerin işe alımı veya seçimi yalnızca meslekî becerilerini temin edebilecek nesnel kıstaslara dayanmalıdır; madde 2.3’te belirtilen organ tarafından yapılmalıdır.
Seçim cinsiyet, etnik veya sosyal köken, felsefî ve siyâsî görüşler veya dinî inançlardan bağımsız sûrette yapılmalıdır.
Madde 4-2 – Eğitim
Yargı bağımsızlığını, yargı sisteminin niteliğini ve verimliliğini sağlamaya yönelik ön ve hizmet içi eğitimler hâkim için bir hak ve görev teşkil ederler. Yargının denetimi altında düzenlenirler.
MADDE 5 – ATAMA, TERFİ VE DEĞERLENDİRME
Madde 5-1 – Atama
Hâkimin seçimi ve her bir ataması meslekî yeterliliğe dayalı nesnel ve şeffaf kıstaslara göre yapılmalıdır.
Seçim bu Şartın 2-3. maddesinde tanımlanmış bağımsız organ veya eşdeğer bir organ tarafından yapılmalıdır.
Madde 5-2 – Terfi
Kıdeme dayalı olmadığı takdirde, hâkimin terfii münhasıran nesnel ve çelişkili değerlendirmeler vâsıtasıyla doğrulanmış olan, yargısal görevlerin îfâsındaki nitelikler ve liyâkate dayanmalıdır.
Terfi kararları kanunda öngörülen şeffaf usûller çerçevesinde verilmelidir. Bunlar yalnızca hâkimin talebi üzerine veya rızâsıyla gerçekleşebilir.
Bu Şartın 2-3. maddesinde belirtilen organ tarafından kararlar alındığında terfi başvurusu reddedilen hâkimin bu karara itiraz etmesine imkân tanınmalıdır.
Madde 5-3 – Değerlendirme
Hâkimlerin değerlendirildiği ülkelerde, değerlendirme öncelikle niteliksel olmalı ve hâkimin liyâkatine, meslekî, kişisel ve sosyal becerilerine dayanmalıdır; idârî görevlere terfilerde ise hâkimin yönetimsel yetkinliklerine dayanmalıdır.
Değerlendirme önceden îlân edilmiş nesnel kıstaslara dayanmalıdır. Değerlendirme usûlü bağımsız bir organ önünde karara îtiraz etmesine imkân verilmesi gereken ilgili hâkimin katılımını sağlamalıdır.
Hâkimler hiçbir koşulda verdikleri hükümlere göre değerlendirilemezler.
MADDE 6 – ETİK
Madde 6-1 – Genel ilkeler
Hâkimler her koşulda etik ilkelere göre hareket etmelidirler.
Aynı zamanda meslekî görevleri ve davranış biçimlerini ilgilendiren bu tür ilkeler hâkimlere rehberlik etmeli ve eğitimlerinin bir parçası olmalıdır.
Kamunun hâkimlere ve yargıya güvenini artırmak amacıyla bu ilkeler yazılı sûrette belirlenmelidir. Hâkimler bu tür etik ilkelerin geliştirilmesinde öncü bir rol oynamalıdırlar.
Madde 6-2 – Tarafsızlık, haysiyet, bağdaşmazlıklar, ihtiraz
Hâkim yargısal görevlerinin îfâsında tarafsız olmalı ve öyle görünmelidir.
Hâkim görevlerini ihtirazla ve mahkemenin ve müdâhil tüm kişilerin haysiyetine dikkatle îfâ etmelidir.
Hâkim tarafsızlığına ve bağımsızlığına olan güveni bilfiil etkileyebilecek her türlü davranış, eylem veya ifâdeden kaçınmalıdır.
Madde 6-3 – Etkililik
Hâkim görevlerini gereksiz gecikmelere mahal vermeden, basiretli ve etkili sûrette îfâ etmelidir.
Madde 6-4 – Dış faâliyetler
Hâkim, kamusal veya özel, ücretli veya ücretsiz, hâkimin ödevleri ve statüsüyle tümüyle bağdaşır olmayan herhangi bir diğer görevi îfâ etmemelidir.
Hâkim muhtemel herhangi bir menfaat çatışmasından kaçınmalıdır.
Hâkim rızâsı olmadan dış atamalara tâbi kılınamaz.
Madde 6-5 – Hâkimin tavsiye almak için bağımsız bir makama muhtemel başvurusu
Hâkimler bağımsızlıklarının tehdit altında olduğunu telakkî ettiklerinde olguları soruşturma ve onlara yardım ve destek sağlama vâsıtalarına sâhip bağımsız bir makama, tercihen bu Şartın 2-3. maddesinde tanımlanana, başvurabilmelidirler.
Hâkimler yargı bünyesindeki bir organdan etik konusunda tavsiye alabilmelidirler.
MADDE 7 – DİSİPLİN
Madde 7-1 – Disiplin usûlleri
Yargının idâresi ve hâkimlere yönelik disiplin tâkîbatı hâkimlerin hakikî bağımsızlığına halel getirmeyecek ve yalnızca nesnel ve ilgili mülâhazalar dikkate alınacak sûrette düzenlenmelidir.
Disiplin usûlleri çoğunluğunu hâkimlerin oluşturduğu bağımsız organlar veya eşdeğer bir organ tarafından yürütülmelidir.
Kesin bir hükümle tespit edilmiş kasıt veya ağır ihmal halleri hâricinde, bir hâkime karşı davaları karara bağlamak için gerçekleştirdiği hukukun yorumlanması, olguların değerlendirilmesi veya delillerin takdiri sebebiyle hiçbir disiplin tâkîbatı başlatılamaz.
Disiplin yargılaması âdil yargılanma ilkesine tâbi sûrette yürütülecektir. Hâkimin yargılamaya erişimine ve bir avukatın veya bir meslektaşının yardımından yararlanmasına izin verilmelidir. Disiplin hükümleri gerekçeli olmalıdırlar ve bağımsız bir organ önünde îtiraz konusu olabilirler.
Bir hâkime karşı disiplin tâkîbatı ancak önceden mevcut bir kanunda öngörüldüğü takdirde ve önceden belirlenmiş usûl kurallarına uygun sûrette yapılabilir. Disiplin yaptırımları orantılı olmalıdırlar.
Madde 7-2 – Medenî ve cezaî sorumluluk
Bir hâkime karşı hukuk davasına (buna cevaz verilen ülkelerde) ve yakalama dâhil olmak üzere ceza davasına yalnızca hâkimin bağımsızlığının etkilenmemesini temin eden koşullar çerçevesinde izin verilmelidir.
Adlî hataların çâresi münâsip bir kanun yolları sisteminde bulunmalıdır. Yargının idâresindeki diğer ihlâllerin her türlü çâresi yalnızca devletin sorumluluğundadır.
Kasıtlı kusur hâli hâriç olmak üzere, yargısal görevlerinin icrâsı bakımından bir hâkimin, devletin rücu davası yoluyla dahi, herhangi bir kişisel sorumluluğa mâruz bırakılması münâsip değildir.
MADDE 8 – ÜCRET, SOSYAL KORUMA VE EMEKLİLİK
Madde 8-1 – Ücret
Hâkim hakîkî iktisâdî bağımsızlığını ve bu yolla haysiyetini, tarafsızlığını ve bağımsızlığını temin etmek için yeterli ücreti almalıdır.
Ücret hâkimin çalışmasının sonuçlarına veya performansına bağlı olmamalı ve yargısal hizmeti sırasında azaltılmamalıdır.
Ücrete dâir kurallar mümkün olan en yüksek düzeydeki yasal metinlerde yer almalıdırlar.
Madde 8-2 – Sosyal Koruma
Statü meslekî sıfatla faâliyette bulunan hâkimler için hastalık, analık, mâlûliyet, yaşlılık ve ölüme bağlı sosyal risklere karşı bir güvence sağlamalıdır.
Madde 8-3 – Emeklilik
Hâkim meslekî sınıfına uygun bir irat veya maaşla emekli olma hakkına sâhiptir.
Hâkim, emekli olduktan sonra, eski hukukî faâliyetiyle etik açıdan bağdaşmaz olmadığı takdirde başka bir hukukî meslekî faâliyet icrâ edebilir.
Sırf başka bir meslekî faâliyet icrâ ettiği gerekçesiyle emekli maaşından mahrum edilemez.
MADDE 9 – ŞARTIN UYGULANABİLİRLİĞİ
Madde 9-1 – Yargısal görevler icrâ eden tüm kişilere uygulanabilirlik
Bu Şart, meslekten olmayan hâkimler dâhil olmak üzere, yargısal görevler icrâ eden tüm kişilere uygulanabilirdir.
Madde 9-2 – Savcılığa uygulanabilirlik
Yukarıdaki ilkeler savcılık mensuplarının hâkimlere benzetildiği ülkelerde gerekli değişikliklerle savcılara uygulanır.
Madde 9-3 – Savcıların bağımsızlığı
Hukukun devleti için zarûrî olan savcıların bağımsızlığı hâkimlerinkine benzer şekilde, mümkün olan en yüksek düzeyde kanunla güvence altına alınmalıdır.
* * *