Ana Sayfa » Güncel » Laiklik Bildirgesi

Laiklik Bildirgesi

Laiklik Bildirgesi, 25 Eylül 2023 tarihinde kurulan Laiklik Meclisi tarafından 8 Ekim 2023 günü Ankara’da, İ.T.Ü Evi’nde düzenlenen basın toplantısı ile açıklanmıştır. Bildirge, meclis sözcüleri Ömer Faruk Eminağaoğlu, Umut Kuruç ve Berkay Çelen tarafından deklare edilmiştir.

Eşit, Özgür Bir Ülke İçin Laiklik Bildirgesi

Yirmi yılın aşkın süredir ülkemiz topyekûn bir gerici kuşatmanın önemli bir aşaması ile karşı karşıyadır. 100’üncü yılında Cumhuriyet’in pek çok kazanımı yok edilmiştir. Ülkemizin, idari, hukuki ve toplumsal yapısını değiştirme amacıyla atılan adımlarla toplumsal yaşamın güvencesi olan laiklik, ayaklar altına alınmakta hatta açık bir biçimde tasfiyesi hedeflenmektedir. Toplum, dini kurallarla yeniden yapılandırılmakta; halkımız, tarikat ve cemaat ağlarıyla kuşatılmaktadır. Bilim, hurafelerle; hukuk, şer’i hükümlerle; yurttaş, tebaa; halk, ümmet ile ikame edilmeye çalışılmaktadır. Siyasi iktidar, TBMM bileşiminden de güç alarak ‘Yeni Türkiye’ ifadesiyle kurduğu rejimin anayasasını hazırlama niyetini açıkça ortaya koymaktadır. Yeni anayasanın laikliğin tasfiyesi anlamına da geldiği bilinmektedir. Bütün bu gerici hamleler ve artan saldırılara karşı, gericiliğe karşı laiklik ve aydınlanma mücadelesi çok önemli bir hale gelmiştir. Ülkemiz topraklarında ve Cumhuriyet’in kurucu değerlerinde var olan direncin örgütlenmesi tarihsel bir sorumluluktur.

LAİKLİK MECLİSİ, BİR İMZA KAMPANYASI OLARAK YOLA ÇIKMADI. 100’ÜNCÜ YILINDA CUMHURİYET’İN TARİHSEL HAKLILIĞINA DAYANIYOR

Uygarlık ve aydınlanmanın korunması ve sağlamlığı, laikliğin ödün verilmez yüksek değerinden başlayacaktır. Bu nedenle ‘Laiklik Meclisi’ adı altında buluştuk. Laikliği, toplumun ilerlemesi için temel unsur olarak gören; insanın özgürlüğünün ancak laik bir anayasal ve hukuki zeminde, laik bir toplumda gerçekleşebileceğini ve gericiliğin en çok emekçi ve yoksulları baskı altına aldığını düşünen yurttaşlar olarak bir araya geldik. Laiklik Meclisi, bir imza kampanyası olarak yola çıkmadı. 100’üncü yılında Cumhuriyet’in tarihsel haklılığına dayanıyor. Akıl açıcı bir görev üstlenen ve gericiliğe karşı mücadele eden bir yapı olarak yoluna devam etmesini hedefliyoruz. Uzun süredir laikliğe farklı kesimlerden yönelen saldırılar ve bunun yarattığı kafa karışıklığı da düşünüldüğünde, Laiklik Meclisi bir fikri barikat oluşturacak ancak savunma hattından ibaret bir konumlanmayla kalmayacaktır. Aynı zamanda, laiklik mücadelesinin önünü açacak şekilde toplumsal bağlar kuran, ayakları yere basan bir dinamik yaratarak topluma cesaret ve umut veren bir mücadele hattı oluşturulacaktır.

YAŞANABİLİR, EŞİT VE ÖZGÜR BİR ÜLKENİN İNŞASI İÇİN HEDEFİMİZ, LAİKLİĞİ KAZANMAKTIR

Laiklik özgürlüktür. Sadece din ve devlet işlerinin ayrılmasına indirgenemez, ön veya ardıl eklerle niteliği zayıflatılamaz, içi boşaltılamaz. Laiklik, emekçilerin dünyayı ve içerisinde yaşadıkları düzeni anlama ve değiştirme iradesidir, yaşamsaldır. İdari yapının, yasaların ve normların Ortaçağ kalıplarına hapsedilmediği; bugünün ve geleceğin kuşaklarında uygarlık değerlerinin, aklın, bilimin ve sorgulamanın esas olduğu; toplumsal yaşamın tebaa değil, yurttaşlık esaslı kurulduğu; yurttaşlığın haklar mücadelesi anlamına geldiği; kadın-erkek eşitliğinin mutlak ve temel insan hakkı olduğu bilinciyle hayatı ileri doğru değiştirme iradesinin ortaya konulabileceği; aklın ve iradenin özgür olabileceği koşullar ancak laiklik zemininde yükselir. Bu nedenlerle yaşanabilir, eşit ve özgür bir ülkenin inşası için hedefimiz, laikliği kazanmaktır. Laikliği kazanmak geleceği kazanmak, eşitlikçi bir topluma yürüyüş, özgür bir yaşama atılmış adımdır.

LAİK CUMHURİYET YERİNE GERİCİ BİR BASKI REJİMİ ÖZLEMİ İÇERİSİNDE OLANLAR VE MAYIS 2023’TE ORTAYA ÇIKAN TBMM BİLEŞİMİ, ANAYASA YAPAMAZ

Anayasa ve yasalar ayaklar altına alınırken hukuk yeniden yapılandırılmakta, içi boşaltılmaktadır. Gelinen aşamada ‘Yeni Türkiye’ adıyla kurulan rejiminin anayasası için hazırlıklar sürmektedir. Cumhuriyet öncesi bir döneme referans verilerek uzunca bir süredir yürütülen hazırlıklar aracılığıyla, halkın değil tarikat ve cemaatlerin anayasasının hedeflendiği açıktır. Bu koşullar altında, laik cumhuriyet yerine gerici bir baskı rejimi özlemi içerisinde olanlar ve Mayıs 2023’te ortaya çıkan TBMM bileşimi, anayasa yapamaz. Egemenliğin Ortaçağ kalıntısı olan tarikat ve cemaatlere değil, halka ait olduğu; yurttaş ve evrensel insan haklarının, özgürlüklerin, hukukun, toplumun ve bütün kurumların ileri doğru gelişiminin güvencesi olan laik bir anayasanın niteliklerini ortaya koymak Laiklik Meclisi’nin en önemli görevleri arasında yer almaktadır. Laiklik Meclisi, yeni anayasa adı altında laikliğin tasfiyesine ya da içi boşaltılarak kağıt üzerinde bırakılmasına karşı çıkacak ve bu yönde sözünü söyleyecektir. Bu amaçla Laiklik Meclisi bünyesinde bir ‘Anayasa Komisyonu’ kurularak konu ile ilgili çalışmalara başlanacaktır.

LAİK HUKUK SİSTEMİNİN NİTELİKLERİNİ ORTAYA KOYMAK LAİKLİK MECLİSİ’NİN GÖREVİDİR

Ülkemizde yasaların hiçe sayıldığı, kanun hükmünde kararnamelerle yönetilen ve yasaların torba yasalarla işlevsizleştirildiği/kadükleştirildiği, yasama, yürütme ve yargının bağımsız niteliklerinin ortadan kalktığı bir yapılanma dayatılmaktadır. Yargılamalar bir yandan yasal düzenlemelere, hukukun temel ilkelerine aykırı kararlara bağlanırken diğer yandan kamu vicdanını hiçe saymaktadır. Hukuk metinlerinde dini ifadeler giderek daha fazla yer kaplamaktadır. Bunun yanı sıra Medeni Kanun ve 6284 sayılı kanun hedef alınmaktadır. Laikliğin tasfiye edildiği bu koşullarda, hukukun temelinin laiklik olduğunu, yasama, yürütme, yargının birbirinden bağımsız güçler olarak işlemesi gerektiğini, bu temelde laik hukuk sisteminin niteliklerini ortaya koymak Laiklik Meclisi’nin bir diğer görevidir. Özellikle son 20 yılda eğitimi hedef alan gerici dönüşüm, Milli Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrettiği büyük yetkiler, özellikle emekçilerin çocuklarına neredeyse tek seçenek olarak dayatılan imam hatip okullarının sayısı, ÇEDES, karma eğitimin tasfiyesine dönük adımlar, müfredatta bilimsel başlıkların dini içeriklerle ikamesi, ilköğretim öncesine kadar yaygınlaşan Kur’an kursları, tarikat ve cemaat uzantısı yapıların imzalanan protokollerle eğitimin tamamına nüfuz etmesi gibi saldırılarla yaygınlaşmakta ve derinleştirmektedir.

ÇEDES İLE BİRLİKTE DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI VE TARİKAT UZANTILARIYLA YAPILAN PROTOKOLLER İPTAL EDİLMELİDİR

Çocukların ve gençlerin akıl ve bilim yoluyla, sorgulayan kuşaklar haline gelmesinin ve dünyayı değiştirme iradesi kazanabilmesinin koşulu ancak ve ancak laik ve bilimsel bir eğitim sistemiyle mümkündür. Bu bağlamda Laiklik Meclisi, şu başlıklarda ve ilkeler çerçevesinde çalışmalar yapacak ve mücadele edecektir: Öğretim Birliği Yasası ile laik bilimsel eğitim ve bunu sağlayacak müfredat uygulanmalıdır. Başta kız çocukları olmak üzere yoksul emekçi çocuklarını eğitimden koparan 4 4 4 yapılandırması iptal edilmelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı’na, tarikatlara, cemaatlere ve bunların uzantılarına, yasa dışı olarak varlıklarını devam ettiren medreseler ve sübyan mekteplerine eğitimden el çektirilmelidir. Hizmet ve yardımlaşma adı altında bütün özel kurum, dernek ve vakıfların kurduğu çocuk yuvaları, yetiştirme yurtları, dershaneler, sevgi evleri vb. bütün yapılanmalar devletleştirilmelidir. Destek ve koruma hizmeti devlet tarafından sağlanmalıdır. ÇEDES ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı ve tarikat uzantılarıyla yapılan protokoller iptal edilmelidir.

LAİKLİK MECLİSİ BÜNYESİNDE ‘KARMA EĞİTİM KOMİSYONU’ VE ‘ÇEDES İZLEME KOMİSYONU’ KURULACAKTIR

Tarikatlara ve uzantılarına ait yurtlar, devletleştirilerek gençlere dayatılan gerici baskı dağıtılmalıdır. İlköğretimden başlamak üzere karma eğitimi hedef haline getiren söylemlere ve uygulamalara son verilmelidir. Zorunlu din dersleri kaldırılmalıdır. Seçmeli ders adı altında din dersi dayatmasından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde laik ve bilimsel bir yapı kurulmalıdır. Bu çalışmaların ilk adımı olarak Laiklik Meclisi bünyesinde ‘Karma Eğitim Komisyonu’ ve ‘ÇEDES İzleme Komisyonu’ kurulacaktır. Bu komisyonlar her iki başlık üzerinden laiklik karşıtı atılan adımlar ile ilgili çalışmalar yürütecek, basın açıklamaları yapacak ve kamuoyuyla raporlar paylaşacaktır.

YURTTAŞLARIN ÖZEL HAYATLARINA YÖNELİK SALDIRILARLA BİRLİKTE 400 YIL ÖNCESİNİN YASAKLARI UYGULANMAKTADIR

Gerici kuşatma, toplumsal yaşamı ve en başta kadınları hedef alarak güçlendirilmektedir. Haklarının farkında olan yurttaş yerine itaat eden tebaa hedeflenmektedir. Eğitim, sağlık gibi alanların yanı sıra Aile ve Dini Rehberlik uygulamasıyla toplumsal bir gerici dönüşümün hedeflendiği açıktır. Kadınların eşitliğinin fıtrata ters olduğu anlayışı, günlük yaşamda her türlü gerici müdahaleyi olanaklı hale getirmektedir. Artan kadın cinayetleri ile kadına yönelik şiddetin ve bu suçlardaki cezasızlığın arkasında yatan bu anlayıştır. Yurttaşların özel hayatlarına yönelik saldırılarla birlikte 400 yıl öncesinin yasakları uygulanmaktadır. Türkiye’nin eşit, özgür ve aydınlık geleceği, bu bakış ve niyetlerin ortadan kalkmasına bağlıdır. Bunları topluma hatırlatmak ve bunun için çalışmaları teşvik etmek Laiklik Meclisi’nin ana görevleri arasındadır.

KADINLARI AŞAĞILAYAN, KILIK KIYAFETİ NEDENİYLE DÜŞMAN GÖSTEREN VE ŞERİAT KURALLARINA GÖRE KADIN TANIMI YAPAN HABER VE YORUMLARLA GERİCİLİĞİ MEŞRULAŞTIRANLARIN BU SÖYLEMLERİ KABUL EDİLEMEZ

Bunun için Laiklik Meclisi şu başlıklar çerçevesinde sözünü söyleyecektir: Cemaat ve tarikatların ‘sivil toplum kuruluşları’ olarak adlandırılan uzantılarının belediyeler ve siyasi iktidar aracılığıyla topluma ve özellikle kadınlara yönelik ‘projeleri’ ile ‘sosyal yardımlar’ adı altında örgütlenmelerine son verilmelidir. Benzeri şekilde siyasi iktidar ve gerici belediyeler eliyle yürütülen, toplumsal yaşamı haremlik selamlık esasına göre düzenleyen, kadınları toplumsal yaşamdan yalıtan uygulamalara son verilmelidir. Anayasanın laiklik ilkesi ayaklar altına alınarak çıkarılan ve müftülere nikâh kıyma yetkisi veren yasa iptal edilmelidir. Kadınları aşağılayan, kılık kıyafeti nedeniyle düşman gösteren ve şeriat kurallarına göre kadın tanımı yapan haber ve yorumlarla gericiliği meşrulaştıranların bu söylemleri kabul edilemez.

SİYASİ İKTİDARIN ‘İDEOLOJİK İŞLER BAKANLIĞI VE ŞEYHÜLİSLAMLIK’ GİBİ FAALİYET YÜRÜTEN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI, TOPLUMU GERİCİLEŞTİRMENİN EN YETKİLİ ORGANI HALE GELMİŞTİR

Bugün siyasi iktidarın ‘ideolojik işler bakanlığı ve Şeyhülislamlık’ gibi faaliyet yürüten Diyanet İşleri Başkanlığı, toplumu gericileştirmenin en yetkili organı ve devletin tüm kurumlarında belirleyici hale gelmiştir. Bu duruma karşı devletin din işleri mutlak olarak laiklik esasına göre yeniden düzenlenmelidir. Herhangi bir dinsel baskıya, dayatmaya ve düzenlemeye izin verilmemelidir. Diyanet İşleri Başkanlığı, hazineden aldığı devasa bütçe, siyasi destek ve güç ile anayasayı ve hukuku hiçe sayan, şer-i hukuku tesis etmeye çalışan ve kendini anayasa ile hukukun üstünde gören bir kurumdur. Diyanet Vakfı ile birlikte Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bütçesi, birçok bakanlıktan daha büyük hale gelmiştir. Bu bütçe, kamu kaynaklarından aktarılmaktadır. Buradan hareketle Laiklik Meclisi; Diyanet İşleri Başkanlığı ve Diyanet Vakfı’nın laiklik karşıtı faaliyetleri, istihdam sayıları, bütçe ve kaynaklarını takip ederek, hazırlanan raporları kamuoyu ile paylaşacaktır.

TARİKAT VE CEMAATLER DAĞITILMALI, FAALİYET YÜRÜTEN UZANTILARI KAPATILMALI, İŞGAL ETTİĞİ DEVLET KADEMELERİNDEN, HUKUKİ MEKANİZMALARDAN VE TOPLUMSAL ALANLARDAN ÇIKARILMALIDIR

30 Kasım 1925’te, 677 sayılı ‘Tekke ve Zaviyelerle Türbelerin Kapatılmasına ve Türbedarlıklarla Bir Takım Unvanların Yasaklanmasına İlişkin Kanunla’ tarikat ve cemaatler kapatılmıştır. Ancak, uzun süredir holdingleşen, büyük mali ve siyasi güç kazandırılan tarikat ve cemaatler, devlet kademelerinde, hukuki mekanizmalarda en kritik noktaları işgal etmektedir. Eğitim alanında yaygınlaşmış ve toplumsal yaşamı belirler hale gelmiştir. Ülkemizde tarikatların egemenliğine son verilmelidir. Bunun için aşağıdaki başlıklar çerçevesinde çalışmalar yapılacak, raporlar, basın açıklamaları ve bültenleri hazırlanacaktır. Tarikat ve cemaatler dağıtılmalı, faaliyet yürüten uzantıları kapatılmalı, işgal ettiği devlet kademelerinden, hukuki mekanizmalardan ve toplumsal alanlardan çıkarılmalıdır. Bu yapıların dinsel kisve altında kurdukları maddi örgütlenme engellenmeli, devlet ya da siyasi iktidar aracılığı ile elde ettikleri maddi kaynakların kesilmesi gerekmektedir. Bu yapıların toplumsal, siyasal ve bürokratik kademelerdeki varlıkları ve faaliyetleri, laikliğe dönük saldırıları, mali ve siyasi ilişkileri Laiklik Meclisi’nin takip merkezinin en önemli başlıkları arasında yer alacaktır. Tarikatların, cemaatlerin ve gerici vakıfların adının anıldığı en önemli olaylar arasında çocuk istismarları, tacizler, tecavüzler, şiddet ve tarikat örgütlenmesi adı altında ortaya çıkan çarpık ilişkiler yer almaktadır. Laiklik Meclisi, tarikatlar ve cemaatler yüzünden farklı şekillerde mağdur olan yurttaşların, kadınların ve çocukların davalarının takip edilmesini kendine önemli bir görev olarak belirlemektedir.

LAİKLİK MECLİSİ’NİN ÖNEMLİ MÜCADELE BAŞLIĞI YENİ ANAYASA ARACILIĞI İLE LAİKLİĞİN TASFİYESİNE KARŞI ÇIKIŞ OLACAKTIR

Laikliği kazanmak, geleceği kazanmak için çok önemli bir adımdır. Laiklik Meclisi, gericiliğin güncel açılımlarına karşı bir duruş sergilemekle kalmayacak, bu mücadelede bütünlüklü olarak sözünü söyleyecektir. Laiklik Meclisi, devlet mekanizmalarını işgal eden, holdingleşen ve toplumun her tarafına yayılan tarikatların egemenliğine karşı çıkışta önemli bir direnç odağı olacaktır. Laiklik Meclisi, Türkiye’nin aydınlanmacı, ilerici birikiminin kendini ifade edeceği bir merkez olacaktır. Laiklik Meclisi’nin önemli mücadele başlığı yeni anayasa aracılığı ile laikliğin tasfiyesine karşı çıkış olacaktır. Ülkemizde laikliğe dönük güncel saldırılara karşı tavır almak, sözünü söylemek, yeri geldiğinde hukuki girişimde bulunmak ve çalışmalar yürütmek Laiklik Meclisi’nin görevleri arasındadır. Yukarıda bahsedilen amaç ve hedefler çerçevesinde ‘Laiklik Meclisi Takip Merkezi’ kurulması kararlaştırılmıştır. Bu merkez, laiklik ihlallerini, gerici uygulamaları, yasaların ters yüz edilmesini tespit ederek, belli aralıklarla ‘laiklik ihlalleri raporu’ yayınlayacaktır.

 

Laiklik Meclisi  Hakkında

Laiklik karşıtı uygulamalara tepki gösteren 90 kişilik aydın grubu, 25 Eylül 2023 tarihinde “Laiklik Meclisi” kurduklarını duyurdu. Meclis, “Eşit, Özgür Bir Ülke İçin Laiklik Bildirgesi” yayınlayarak yola çıktı. Oluşum, Laiklik Meclisi İzleme Merkezi‘ni kurarak aylık raporlar yayınlamaya başladı. Ayrıca, gündeme ilişkin basın bildirileri ve açıklamalar yaptı.

Laiklik Meclisi Kurucuları 

Abdurrahman Bayramoğlu – Avukat
Prof. Dr. Ahmet Saltık – Hekim, Hukukçu, Siyaset Bilimci
Prof. Dr. Ahmet Yıldız – Eğitimci
Dr. Akasya Kansu Karadağ – Hukukçu, İKD GYK Üyesi
Ali Güler – Tüm Yerel Sen Ankara Şube Yöneticisi
Ali Özgür Dedeoğlu – Eğitimci
Dr. Alper Akçam – Tıp Doktoru, Yazar
Dr. Anıl Aba – Akademisyen
Arzu Becerik – Avukat
Atilla Hekimoğlu – Emekli Yargıç, Avukat
Atilla Özsever – Gazeteci, Yazar
Aydan Büyükyıldız – Emekli Yargıç, Avukat
Doç. Dr. Ayhan Ural – Eğitimci
Aysel Tekerek – Avukat, Siyasetçi
Ayşenur Yazıcı – Sunucu, Yazar
Aytaç Ural – Alevi Bektaşi Federasyonu Eğitim Sekreteri, MYK Üyesi
Barış Terkoğlu – Gazeteci, Yazar
Başar Yaltı -Avukat
Bayram Kapucu – Emekli Yargıç, Avukat
Berkay Çelen – Avukatlar Sendikası Başkanı
Betül Arım – Tiyatro, Sinema ve Seslendirme Sanatçısı
Bilgütay Hakkı Durna – Avukat
Prof. Dr. Bilsay Kuruç
Doç. Dr. Candan Badem – Akademisyen, Tarihçi
Caner Beklim – Radyo Yapımcısı
Cem Alptekin – Avukat
Dr. Cemil Ozansü – Akademisyen, Hukukçu
Ceyda Cimili Akaydın – Avukat
Damla Özen – Tiyatro Sanatçısı
Deniz Şenkal – Genel Sağlık İş Merkez Denetleme Kurulu Üyesi
Deniz Hakyemez – Yazar
Elif Yar – Avukat
Engin Ayça – Sinema Yönetmeni
Erendiz Atasü – Yazar
Esin Köymen – Mimar
Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir
Güldal Okuducu – Yazar, Siyasetçi, TBMM 22. Dönem Milletvekili
Güldeste Dedeoğlu – Genel Sağlık İş Merkez Denetleme Kurulu Üyesi
Gülsen Tuncer – Sinema ve Tiyatro Sanatçısı
Güvenç Dağüstün – Müzisyen
Dr. Hande Heper – Akademisyen, Hukukçu
Hasan Sivri – Gazeteci, Yazar
Hürriyet Yaşar – Yazar
Dr. Hüseyin Gündoğdu – Birleşik Kamu İş Balıkesir İl Temsilcisi
İbrahim Fikri Talman – Emekli Yargıç
İlke Kızmaz – Müzisyen
Prof.Dr. İlker Cenan Bıçakçı
Prof. Dr. İzge Günal
Prof.Dr. İzzeddin Önder
Prof. Dr. Korkut Boratav
Prof. Dr. Korkut Kanadoğlu
Mahmut Aslan – Pir Sultan Abdal 2 Temmuz Kültür ve Eğt. Vakfı G. Sekreteri
Prof. Dr. Mehmet Tomanbay – TBMM 22. Dönem Milletvekili
Mercan Erzincan – Müzisyen
Merdan Yanardağ – Gazeteci, Yazar
Murtaza Demir – PSAKD Kurucu Başkanı
Mustafa Bağarkası – Emekli Yargıç, Avukat
Mustafa Karadağ – Emekli Yargıç, Avukat
Mustafa Kemal Erdemol – Gazeteci, Yazar
Mustafa Köz – Edebiyatçı, Yazar
Naciye Füsun Çağlar – Emekli Yargıç
Namık Koçak – Gazeteci, Yazar
Nazan Moroğlu – Avukat
Nida Açıkalın – Avukat Hareketi Yürütme Kurulu Üyesi
Ozan Çoban – Müzisyen
Ömer Faruk Eminağaoğlu – Hukukçu
Özgür Eryılmaz – Avukat
Özkan Rona – Eğitimci
Prof. Dr. Rıfat Okçabol – Akademisyen, Eğitimci
Prof. Dr. Saadet Ülker – Hemşire
Sadık Albayrak – Yeni Gelen Dergisi Yazı İşleri Müdürü
Doç. Dr. Savaş Karabulut – Jeofizik Mühendisi – Akademisyen
Selcik Ulusoy – Avukat, Ankara Barosu Cumhuriyet Kurulu Başkanı
Selin Nakıpoğlu – Avukat
Dr. Semiha Özalp Günal – İKD GYK Üyesi
Serdar Şahinkaya – İktisat Tarihçisi
Şenal Sarıhan – Hukukçu, TBMM 25. ve 26. Dönem Milletvekili
Ş. Serap Çatalpınar – İTÜ BİRLİK Başkanı
Prof. Dr. Şule Özsoy Boyunsuz – Akademisyen, Hukukçu
Şükran Eroğlu – Avukat
Tamer Akgökçe – Emekli Yargıç, Avukat
Tülin Tankut – Yazar, İKD Danışma Kurulu Üyesi
Türkan Kurtulmaz – Avukat
Dr. Ulaş Karadağ – Akademisyen
Umut Kuruç – İKD Genel Başkanı
Veli Demir – Eğitimci
Yavuz Alogan – Yazar, Editör, Çevirmen, Siyasetçi
Yeliz Toy – Eğitimci
Zöhre Aksüt – Dev-Turizm İş İzmir Şube Başkanı
Zülal Kalkandelen – Gazeteci, Yazar

Bunu okudunuz mu?

Etik Kurallar ve Meslek Standartları – İstanbul Rehberler Odası

Etik Kurallar ve Meslek Standartları, İstanbul Rehberler Odası tarafından 27 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.   Etik …